Frida Kahlo Kimdir?

Ünlü bir sürrealist ressam olarak,  Frida Kahlo’nun etkisi, sanatçılara bugün de ilham vermeye devam ediyor. Frida Kahlo , yirminci ve yirmi birinci yüzyılın en ikonik sanatçılarından biridir  ve dünyanın her yerindeki hayranları, hem kişisel tarzını hem de resimlerini hala taklit ediyor. Şahsına münhasır kaşları, çiçek tacı ve renkli etekleri ile dünya çapında tanınmaktadır. Beyoncé bile Cadılar Bayramı için Frida gibi giyindi ve Salma Hayek 2002’de Kahlo’nun hayatıyla ilgili bir filmde oynadı. Resimleri bugün, kadın ve Meksika kimliğinin hareketli ve canlı sembollerinin ve sürrealist dünyanın en popüler örnekleri arasında yer alıyor.



Çocukluk Dönemi

Kahlo Temmuz 1907’de ‘Mavi Ev’ olarak tanınan ‘La Casa Azul’ isimli Meksika’daki evlerinde dünyaya geldi. Babası Alman, annesi ise İspanyol’du.

Hayatının ilk yıllarında ülkesinde kaos ve trajik olaylar hakimdi. Kahlo üç yaşındayken Meksika Devrimi başladı. Bu da her gün silah seslerini duymak demekti. Bu sosyal ve politik ayaklanma 1920’de sona erdi.

Bu kaosun ortasında, 1913 yılında, altı yaşındayken, çocuk felci oldu. Sağ bacağı gelişemedi ve sol bacağından daha küçük ve daha zayıf kaldı. Bundan dolayı Kahlo, ünlü olduğu uzun, renkli etekleri giymiştir.

Her ne kadar Kahlo’nun yaptığı resimler canlı renkleri ve mükemmel görüntüleri ile tanınsa da sanatına ilk başladığı dönemlerde eserlerine koyu renkler hakimdi.

Kahlo tıp okuluna gittiği sırada 18 yaşındayken çok büyük bir trafik kazası geçirdi. Aldığı ağır yaralar sebebi ile geri kalan hayatını hastalıklarla savaşarak geçirdi. Bu kazanın diğer ağır bir sonucu da bir daha asla çocuk sahibi olamayacak olmasıydı.

Resim Ve Frida Kahlo

Geçirdiği bu korkunç kaza sonrası uzun bir süre yatağa bağlı yaşamak zorunda kalan Kahlo, okulunu bıraktı. Annesinin de desteği ile yattığı yerden resimler yapabileceği bir düzenek oluşturdular. Dayanılmaz ağrıları ile ancak bu yol ile baş edebildi. Sanat hayatı böylece başlamış oldu. Resimler onu iyileştirdi ve Frida 1927’de sağlığına kavuşup yürümeye başladı.

İyileşmesi ile birlikte sanatından vazgeçmeyip daha iyi şeyler yapabilmek ve sanat çevresinden insanlarla tanışmak için o çevreye yakın olmaya, bu sebeple de sürekli davetlere katılmaya başladı. Politik çevreye yakın olmak için de Meksika Komünisit Partisi üyesi oldu. Bu aktifliği sayesinde o dönem Meksika’nın Michalangelo’su olarak anılan ressam Diego Rivera ile tanıştı ve 1929 da evlendiler.

Bu evlilik çok çalkantılı bir şekilde ilerledi. Evlilik hayatları boyunca birçok kez ikisinin de sadakatsizlikleri oldu. Kaotik olarak ilerleyen evlilikleri boyunca bir kez boşanıp yeniden evlenmişlerdir. İkinci evliliklerinden sonra Kahlo, daha da fazla tanınmaya başladı. O kadar ki Louvre Müzesi ilk defa bir Meksika’lı sanatçının eserini aldı. 1939 yılında Louvre Müzesi, sanatçının ‘The Frame’ isimli eserini satın almıştır. Ayrıca New York da açılan sergisinde de eserlerine yoğun ilgi gösterildi.

Frida Kahlo kariyeri boyunca, 55’i kendi portresi olan 143 resim üretti. Kahlo, ‘Kendimi çiziyorum çünkü çok fazla yalnızım ve en iyi bildiğim konu da bu olduğu için’ derdi. Kendi portreleri genellikle fiziksel ve psikolojik yaraların yorumunu içerir. Frida Kahlo’nun kendi portreleri şimdiye kadar yaratılmış en iyi resimler arasında sayılıyor.

En son eseri ise ölümünden kısa bir süre önce tamamladığı ‘’Yaşasın Hayat’’ isimli tablosudur. Frida Kahlo 1954 yılının Temmuz ayında hayata gözlerini yumdu.



Delish

O bir Yolcu. Yolda giderken bazen sever, bazen sevilir, bazen yorar, bazen yorulur, Bazen yazar... Bazenleri hiç bitmez...

Bir cevap yazın