Teog Sınavının Eleştirilen 5 Noktası

TEOG, uzun yazılmış şekli ile ‘Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı’, 8. Sınıf öğrencilerinin gösterdikleri başarıya göre okullara yerleştirilmelerini sağlayan bir program. Aslında sınav değil, oldukça zorlu ve stresli bir yarış. 2013-2014 öğretim yılında SBS sınavlarının yerini almasıyla TEOG sınavı, birçok noktası ile eleştiriliyor. 


 

ÖĞRENCİLER SINAVA 8. SINIFTA GİRİYOR.

Geçmiş yılların aksine, zorunlu eğitimin 8 yıla çıkması ile öğrenciler ortaöğretim sınavlarına 8. Sınıfta girmeye başladılar. Yerleştirme sınavları sonrası öğrenciler başarılarına göre Anadolu Lisesi, Fen Lisesi veya yabancı dille eğitim yapan özel okullara yerleştiriliyorlar. Bu okullarda öğrenim görmeye hak kazanan öğrenciler, yabancı dillerini geliştirebilmek için ilk yıllarını bir hazırlık sınıfında geçiriyorlar. Dolayısı ile ‘Ağaç yaş iken eğilir’ atasözünden yola çıkışla, eski yıllarda yabancı dil eğitimlerine çok daha genç yaşlarda başlayan öğrenciler, yeni sistemde yaşken değil, dal budak salmışken bu eğitimi almaya başlıyorlar. Bu durum, yabancı dil eğitimlerine geç başlayan öğrencilerin, yabancı dil öğrenmelerini zorlu hale getiriyor.

İLK SINAV KONULARI ÇOK FAZLA YENİ KONU İÇERİYOR.

Çocukları TEOG sınavına giren anne babalar çok iyi bilir ki; sınavda çıkan birçok konu ağırlıklı olarak öğrencilerin henüz birkaç ay önce öğrendikleri konulardan çıkıyor. Öğrencinin bu konuları bellemesi için çok kısıtlı bir zaman dilimi var. Bu dönemi strese bağlı dikkat dağınıklığı ile geçiren birçok öğrenci, bu birkaç ay içinde çoğu ezbere dayalı konuları öğrenmek için çabalayıp duruyor. Matematik, Türkçe, Fen ve Teknoloji, Yabancı Dil, İnkılap Tarihi ve Atatürk, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisinden oluşan 6 branşta yarışan öğrenciler, yeni konuları öğrenmek için çok dar vakte sahip oluyor.

İLK SINAV VE İKİNCİ SINAV EŞİT AĞIRLIKTA ETKEN.

Bilindiği gibi TEOG’da yarışan öğrenciler, biri Kasım ayında, diğeri Nisan ayında iki sınava giriyor. Geçmiş yılların aksine bu iki sınav eşit ağırlıkta değer taşıyor. İlk sınavda düşük derece alan öğrenciler, ikinci sınav için motivasyonlarını tamamen kaybediyorlar. Moral bozukluğu içinde olan bu öğrencilerin çoğu, nasılsa şansımı kaybettim düşüncesiyle, ders çalışma isteğini kaybediyorlar. Bu durum okullarındaki derslerini bile olumsuz etkiliyor.

YILSONU BAŞARI PUANI UYGULAMASI ADALETSİZ OLABİLİR.

YBP, yani ‘Yılsonu Başarı Puanı’ öğrencilerin okullarında 6, 7 ve 8. sınıflarda girdikleri sınavlarda aldıkları notların bir algoritma ile hesaplanarak, ortalamalarının alınması ile hesaplanıyor. Yine eski sistemlerle kıyaslandığında, YBP’nin YEP, yani ‘Yerleştirmeye Esas Puan’ üzerinde ağırlığı çok fazla. YEP, bilindiği gibi öğrencilerin okullara yerleştirilirken baz alınan nihai puan. YBP hesaplanırken baz alınan 6, 7 ve 8. sınıf notlarının öğretmene, okula göre değişebileceği, kanaate bağlı arttırılıp düşürülebileceği düşünülürse, bu konuda adalet sağlanamayabileceği öğrencilerin ortak korkusu.        

SINAVLAR İKİ GÜNE YAYILIYOR.

Kasım ve Nisan ayındaki sınavlar da tek günde yapılmıyor. Öğrenciler birer gün arayla üçer branştan oluşan iki sınava giriyor. Birinci gün girilen sınavları kötü geçiren öğrenciler bir sonraki gün girecekleri sınava moralsiz şekilde gidiyorlar. Zaten stres içinde olan bu öğrencilerin omuzlarına daha da fazla yük biniyor. Birçok öğrenci, iki sınav arasındaki geceyi uykusuz geçiriyor. Bu durumda ikinci gün girecekleri sınavı onlar için daha zor hale getiriyor.

Delinin Biri

Akıllı delilerden biri. Birbirinden ilginç konular hakkında yazar, önemli noktalara parmak basar. Akıllı ama dedik ya deli. Ne yazsa yeri...

Bir cevap yazın