Tarifsiz | Kayra Gece Savaş

  Açık bir gök mavisi rengindeki gömleğini beline dolamıştı. Kolsuz bir bluz vardı üzerinde. Sol eliyle bir bira şişesi kavramıştı, aynı elin işaret parmağı ve orta parmağı arasında bir sigara tütüyordu. Cazibesi tarif dahi edilemez bir kıvraklıkla dans ediyordu. İki kolunu da ileri doğru uzatmış birini aşağı diğerini ise yukarı müziğe uygun bir şekilde oynatıyorken beliyle de yavaşça sağa sola hareket ediyordu. Siyah dar bir kot giymişti ve sade bir kemer takmıştı.

  ‘Dans edenler deli sanıldı müziği duymayanlar tarafından’ diye bağırıyordu tüm vücudu tıpkı Nietzsche’nin eserlerinin bir zamanlar bağırdığı gibi. Bu görüntünün şairaneliği kimse tarafından tartışılamazdı. Sarhoşluğun getirdiği çekiciliği yansıtıyordu her şeyiyle. Dudaklarından akan şarkı sözleri onu kendinden geçiriyordu. Bu an dilin anlamının kaybolduğu anlardan biriydi. Söylediği kelimeler hiç bilmediğim bir dilde olsalardı bile algılayabilirdim demek istediklerini. 

  Asırlar sürmesini tüm varlığımla arzuladığım birkaç saniye boyunca gözleri buldu gözlerimi ve gülümsedi. Düşünebildiğim tek şey bu gülümsemeyi hak edecek ne yapmış olabileceğimdi.

  Yüksek sesli müzik boğuklaştı, ardından durdu ya da ben öyle olsun istedim. Yaşanan – daha doğrusu -, hissedilen aşk değildi, kesinlikle hayır. Sadece, tuhaf bir an…

  Bir yalana kayıtsızca inanabileceğim bir an, hiçbir şeyin bana ulaşamadığı dipsiz bir mağarada hissettiğim bir an.

  Bir kez daha baksaydı eğer bana, ancak asırlar sonra değebilirdi bakışları gözlerime… Zaman yoktu…

  Gözleri her şeyi anlatıyordu, vücudu ise tüm kötülüklere karşı dans ediyordu. Tarifsiz bir şey gördüm o gözlerde, öyle derinlerde falan da değil, göz bebeğinde beliren, özgür, masum, utangaç, beni artık benden farklı kılacak, meczup edecek bir şey. ‘Artık sana zarar verebilecek biri var,  hissizliğinin sonunu getirmiş olan, tüm kalkanlarını paramparça etmiş olan, seni heyecandan ya da üzüntüden titretecek biri var artık’ diyerek çığlık atıyordu tüm varlığı.

                                           İnsanın acizliği hissetmesinden gelir!                                                                                                                                                                                                                                                                                              Kayra Gece Savaş

Kayra Gece Savaş

Tek ihtiyacım olan bir kâğıt ve yazmamı sağlayacak bir kalem. Bunlarla dünyayı altüst edebilirim’ demiş gelmiş geçmiş en büyük deli. Sanat insanın tüm hisleri, tüm fikirleri ve kendini gömdüğü dipsiz bir mağara, benim yapmaya çalıştığım şey ise okuyucunun eline bir mum verip onu benim karanlığıma davet etmek. İyi yolculuklar…

Bir cevap yazın